Psikolog Desteği

Psikolog Desteği

Zihinsel, ruhsal ve duygusal denge olmadan tam sağlıktan bahsetmek mümkün değildir. Psikolog desteği, duygusal, zihinsel ve davranışsal zorluklarla başa çıkmayı kolaylaştırır. Stres, kaygı, depresyon gibi sorunları yönetmede pratik çözümler sunar. Psikologlar, bireylerin kendilerini daha iyi anlamalarına, kişisel gelişimlerini desteklemelerine ve yaşam kalitelerini artırmalarına yardımcı olurlar. Ayrıca, ilişki problemlerinin çözümü, duygusal denge sağlama, travmalarla başa çıkma, özgüven kazanma ve sağlıklı baş etme stratejileri geliştirmede rehberlik yaparlar.

Psikologlar, konuşma terapileri, davranış terapileri ve diğer çeşitli tekniklerle, bize bu süreçte güvenli bir alan ve profesyonel bir destek sağlar.Bu tekniklerin her biri, belirli psikolojik sorunların çözümüne yönelik olarak geliştirilmiştir ve farklı durumlarda etkili olabilir. İşte psikologların en sık kullandığı bazı teknikler:

  • Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Düşünce, duygu ve davranış arasındaki ilişkileri inceleyerek olumsuz düşünce kalıplarını ve davranışları değiştirmeye odaklanır. Depresyon, anksiyete, fobiler ve travma sonrası stres bozukluğu gibi sorunlarda sıkça kullanılır.
  • Psikodinamik Terapi: Geçmiş deneyimlerin ve bilinçdışı süreçlerin bugünkü duygular ve davranışlar üzerindeki etkilerini anlamaya çalışır. Özellikle çocukluk deneyimlerinden kaynaklanan sorunların ele alınmasında etkilidir.
  • Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT): Kişinin kendini ve duygularını kabul etmesine odaklanır, ancak bu duygulara rağmen değerleri doğrultusunda hareket etmesini sağlar. Kaygı, stres ve depresyon gibi durumlarda kullanılır.
  • Duygu Odaklı Terapi (EFT): Kişinin duygusal deneyimlerini daha iyi anlamasını ve bu duygularla sağlıklı başa çıkmasını sağlar. Özellikle çift terapilerinde ve ilişkilerdeki sorunların çözümünde yaygındır.
  • Şema Terapi: Kişinin çocukluk döneminde edindiği olumsuz düşünce kalıplarını (şemaları) değiştirerek bugünkü yaşamında daha sağlıklı seçimler yapmasını hedefler. Kronik depresyon, travma, kişilik bozuklukları gibi durumlarda etkilidir.
  • Mindfulness Temelli Terapi: Şimdiki an farkındalığını artırmayı amaçlar. Stres yönetimi, anksiyete ve depresyon gibi sorunların tedavisinde kullanılır.
  • EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme): Travmatik anıları işleyerek kişinin bu anılara karşı duyarsızlaşmasını sağlar. Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve travma tedavisinde kullanılır.
  • Oyun Terapisi: Çocuklarla çalışırken kullanılan bir tekniktir. Çocukların oyun yoluyla duygularını ifade etmeleri ve sorunlarını anlamaları sağlanır. Özellikle çocukluk travmaları, davranış problemleri ve sosyal beceri gelişiminde etkilidir.

Her psikolog, danışanın ihtiyaçlarına göre bu teknikleri tek başına veya bir arada kullanabilir.

 

Stresi azaltmak mümkün mü?

Stres, kişinin hayatta kalmasını sağlayan çok önemli bir mekanizmadır. Bedenimizin farklı durumlara uyum sağlaması için gerekli bir tepkidir. Günlük hayatımızda bizi motive eden de stres unsurudur; bir çalışma için konsantre olmamızı destekleyen de…Burada önemli olan stresin düzeyi ve sıklığıdır.

Bedenimiz bir tehdit durumunda en ilkel şekilde savaşmak ya da kaçmak üzerine programlıdır. Bu yüzden tehlikeli bir durumla karşılaştığımızda sempatik sinir sistemimiz uyarılır. Nefes alıp verişimiz ve kalp atışımız hızlanır. Kişi, bu tehlikeli durumdan kurtulmak için gerekli olan enerjinin çoğunu bedenimize aktarır ve diğer enerji tüketebilecek organları görmezden gelir. Bu şekilde vücudumuzun sistemi dengesini kaybeder. İşte bu sebeple, uzun süre strese maruz kalmak, vücudumuzun sürekli alarmda olması anlamına gelir.

 

Stresin Bedensel Etkileri

Stresin bedenimizde meydana getirdiği değişiklikleri anlamak için sinir sistemimize bakmak gerekir. Otonom sinir sistemimiz, sempatik ve parasempatik sinir sistemi olmak üzere ikiye ayrılır. Bir stres kaynağına maruz kaldığımızda sempatik sinir sistemimiz aktive olur.

Sempatik sinir sistemi enerji harcamakla görevlidir. Bunun normale dönmesini sağlamak da parasempatik sinir sistemimiz tarafından gerçekleştirilir. Parasempatik sinir sistemi enerjinin korunmasını sağlar. Bu iki yapı birbirine zıt şekilde çalışır.

Devamlı strese maruz kalan bedenimizde besinler yeterli derecede sindirilemez. Tam olarak sindirilmemiş yiyecekler bağırsak sistemimizden geçer. Bu emilen zararlı maddeler, vücudun arıtma mekanizmasını aşınca birikir. Biriken bu toksinler tiroid fonksiyonlarımızı, bronşlarımızı, cildimizi, eklemlerimizi, beynimizi ve kaslarımızı olumsuz etkiler. Bu etki zaman içinde kronik hastalıklara dönüşür.

Bedenimiz ile zihnimiz bir bütündür ve rahatsızlık bedenimizin bir organında olsa da aslında tüm vücut hastadır. Kronik strese maruz kalıp bunu yönetemediğimizde en çok zarar gören bağışıklık sistemimizdir. Zayıf bir bağışıklık sistemi enfeksiyonlara daha açık hale gelmemiz anlamına da gelir. Birbirini etkileyen bir döngü içinde olan bu sistemde kronik stres; hipertansiyon, taşikardi, diyabet, kalp-damar hastalıkları, mide ve bağırsak problemleri, somatik bozukluklar, konsantrasyon bozuklukları, öfke kontrol problemleri, anksiyete bozuklukları, uyku sorunları, depresyon ve çeşitli bağımlılıklarla kendini gösterebilir.

Stresi doğru yönetmek

Kişilerin strese verdiği tepkilerin farklılığı, beslenme tarzı, fiziksel aktivitesi, uyku düzeni, psikososyal ilişkileri, geçmiş yaşam deneyimleri ve genetik faktörleri nedeniyledir. Kimileri için stres kaynağı olan durumlarla baş etmek daha kolayken, kimileri için hastalıklara davet niteliğinde olabilir.

Doğduğumuz andan itibaren çevremizden pek çok bilgi yüklenerek büyüyoruz. Bu bilgiler zaman içinde pekişerek alışkanlıklarımız haline geliyor. Bu sebeple bedenimizin strese verdiği tepkiler de kişiden kişiye farklılık gösterir.

Stresin getirdiği olumsuz etkileri en aza indirebilmek için, onu nasıl yöneteceğimizi bilmek gerekir. Stresi yönetebilmek, öncelikle stres kaynaklarını belirlemekten geçer. Günlük yaşantımızda aile, iş, okul ve sosyal çevremizde pek çok yaşantıyı deneyimliyoruz. Bu yaşantıların her biri pek çok farklı durum ve tecrübeleri beraberinde getiriyor. Bu tecrübelerin getirdiği stres unsurlarını belirlemek, kontrolümüzde olmayanları kabul edebilmek ve kontrolümüzde olanları değiştirebilmeye odaklanmak iyi bir başlangıç olabilir. Stres bizim için hayati önem taşır, esas olan onu yönetebilme becerimizdir.

Stres yaşamımızın bir parçası olsa da stresi azaltma çabasını göstermek ve bunu yönetebilme becerisini kazanmak, sağlığımıza yapacağımız önemli bir yatırım olacaktır.

Stresinizi doğru yönetmek için Naturinic olarak desteğe hazırız.

Hemen Ara